ETKİLİ ÇALIŞMA TEKNİKLERİ
Merhaba, pazartesi gününün
tüm güzelliği sizlerle olsun. Bugün Dr. Serkan Karaismailoğlu’nun dediği gibi
beynimizdeki nöronları özgür bırakma vakti! Ömrümüz boyunca aktif olarak
çalışan beynimiz siz isteseniz de istemeseniz de bir şeyler öğrenmek için
durmadan çalışır. Bugün sizlerle beynimizin öğrenme sürecini kolaylaştırmak adına
birkaç farklı teknik paylaşmak istiyorum.
S.O.D.T.İ TEKNİĞİ: Beş adımdan oluşan bu teknik
için önce;
1. Sev! Çıktığımız bu yolda kimse bizlere gül
bahçesi vadetmedi (I never promised you a rose garden, Joanne Greenberg) ancak başarı,
Maya Angelou’nun dediği gibi, kendini sevmek, yaptığın işi sevmek ve işini
nasıl yaptığını sevmektir. Acı, tatlı süreçte her ne olursa olsun öğrenmeyi
ve öğrenirken yaptıklarınızı severseniz süreç sizler için öğrenme hazzıyla
dolacaktır. Ne demiş atalarımız, “Gülü seven dikenine katlanır.“
2. Oku! Yüksek lisans derslerimin
birinde bolca İngilizce makale okuduğumuz bir hafta, tüm sınıf biraz
zorlandığımızı dile getirmiştik. Prof. Dr. Hünkar Korkmaz Hocamız, Prof. Dr.
Reşit Emre Kongar’ın bir sözünü paylaşmıştı bizlerle. ‘‘Özellikle sosyal
bilimlerde dâhiler kolay yetişmez, çok okumanız lazım.’’ demişti. Sonrasında da
eklemişti: ‘‘Okuduklarınızı bilgi süzgecinizden geçirmek ve sorgulamak öğrenme
süreçlerinizi yapılandırırken sizlere kolaylık sağlayacaktır.’’ Ajandama
kaydettiğim bu sözü sizlerle de paylaşmak istedim. Öğrenecek ve okuyacak çok
şey var ancak bilgiyi süzgecinizden geçirmeyi ve Bilişsel Yük Teorisi'ne göre
Konu Dışı Bilişsel Yükleri azaltmayı unutmamalısınız. (John Sweller – Cognitive
Load Theory) Nasıl okuma yapacağınız konusunda endişeleriniz varsa mutlaka S.
Keshav’ın “How to Read a Paper?” yazısını okumanızı öneririm.
3. Dene! Başarı cesaret ister. Duymuşsunuzdur
elbet, onca mucit, kâşif, binlerce denemeden sonra başarıya ulaşabilmiştir. Hiç
otomobil kullanmadan otomobil sürebiliyorum diyeni gördünüz mü? Denemeden nasıl
bilebilirsiniz ki yapıp yapamayacağınızı? Çalışın, elinizden geleni yapın ve
yapıcı olun. Sonucu ne olursa olsun süreçten keyif almaya bakın ve denemekten
vazgeçmeyin. Hiçbir zaman geç kaldım demeyin, hayatınızın bir bölümü diğerinden
daha iyi ya da kötü değil, öğrenmenin erkeni ya da geçi yok, Tolstoy’un
Bisikletini hiç unutmayın.
4. Tekrarla! İlk üç adımı attıktan sonra
sık sık tekrarlayın. Sevginizi canlı tutun, bol bol okuyun, her zaman deneyin
ve bu üç adımı tekrarlamaktan vazgeçmeyin. Öğrenme stratejilerinden biri olan
tekrar, kalıcı öğrenmenin anahtarlarından biridir. Hedefiniz her ne olursa
olsun, sizi o hedefe ulaştıracak bilgileri tekrar etmelisiniz. Vazgeçeceğinizi
hissettiğiniz an ünlü basketbolcu Michael Jordan’ın hikâyesine bir göz atmanızı
tavsiye ederim.
5. İzle! Süreçte kendini izlemek ve kendi öğrenme
sürecini yapılandırmak tamamen senin elinde. Nasıl öğreniyorum? Okuduklarım ya
da çözdüğüm sorular yeterli mi? Yeterince deniyor muyum? Süreçte kendinizi
tarafsız olarak değerlendirin ve gelişim sürecinizi ajandanıza kaydedin.
Süreçte neler yaptığınızı ve gelişiminizi çok daha net göreceksiniz.
POMODORO TEKNİĞİ
Pomodoro, 1980’li yılların
sonunda İtalyan Francesco Crillo tarafından çalışma zamanını etkili kullanmak için
bulunmuş bir tekniktir. İtalyanca’da
“Domates” anlamına gelen Pomodoro, ismini domates şeklindeki bir mutfak
zamanlayıcısından almıştır. Özellikle konsantrasyon eşiğinizin düşük olduğunu
ve uzun saatler verimli çalışamadığınızı düşünüyorsanız bu teknik sizin çalışma
veriminizi arttırmak için uygun olabilir. Pomodoro Tekniği’nde 25 dakikalık
kısa süreli çalışmaları, 5 dakikalık minik molalar takip eder. Toplamda 30
dakikalık süreç 1 Pomodoro olarak isimlendirilir. 4 Pomodoro tamamladığınızda
arkasından 20 – 30 dakikalık uzun bir mola verilir. Bu teknikte, 25 dakikalık
kısa çalışma süreleri sayesinde zihnin tam konsantrasyonu sağlanır. Tüm
öğrenenler için bu yöntem psikolojik bir çalışma rutininin yakalanmasını
amaçlar. Yalnızca kalem, not defteri ve zamanlayıcı kullanarak Pomodoro
Tekniği’ni uygulamaya başlayabiliriz.
Pomodoro Tekniği’ni
Uygularken;
1.
Gün
içerisinde yapacağımız işlerin listesini oluşturmalıyız.
2.
Çalışma
ortamımızı hazırlamalı, bu ortamda dikkatimizi dağıtacak hiçbir şeyin
olmamasına özen göstermeliyiz.
3.
Zamanlayıcımızı
25 dakika olacak şekilde kurmalıyız. Eğer zamanlayıcı olarak telefonumuzu
kullanıyorsak çalışma masamızda değil, odamızda farklı bir yere telefonumuzu
bırakmalıyız.
4.
25
dakikalık çalışma süremiz bittiğinde işimiz bitmese de 5 dakikalık molamızı
vermeliyiz. Kalan işlerimizi 2. Pomodoro’da halledebiliriz. Molalarda hareket
etmeli, temiz hava almalı ancak çalıştığımız/yaptığımız işlerle ilgili bir şey
düşünmemeliyiz.
5.
30
dakikalık 1. Pomodoro’yu bitirdiğimizde listemize “1. Pomodoro bitti.” şeklinde
yazıp
6.
Molamız
bittiğinde 2. Pomodoro için çalışmamıza kaldığımız yerden devam etmeli ve
çalışmalarımızla ilgili her türlü gelişmeyi listemize not almalıyız.
7.
4.
Pomodoro sonrası 20-30 dakikalık uzun bir mola vermeli, zihnimizi rahatlatacak
sevdiğimiz etkinliklere yönelmeliyiz. Artık birinci tur bitti, ikinci tur
Pomodoro için hazırlanabiliriz.
8.
Günlük
programımız tamamlanana kadar Pomodoro yapmaya devam edebiliriz.
9.
Konsantrasyon
eşiğinizin yüksek olduğunu düşünüyorsanız bir dersinizi “25+25 dakika” 2
Pomodoro olacak şekilde planlayabilirsiniz.
Arama motorları üzerinden “Pomodoro
Timer” yazarak kendinize uygun bir Pomodoro uygulamasını telefonlarınıza
indirebilir, bu teknikle zamanınızı verimli kullanabilirsiniz.
ÖĞRENMEYİ VE HATIRLAMAYI
KOLAYLAŞTIRAN “FEYNMAN TEKNİĞİ”
“Bir şeyi altı yaşındaki bir
çocuğa anlatamazsanız, siz de anlamamışsınız demektir.” diyor, Albert Einstein.
Bu sözüyle bizlere vermek istediği ileti “Karmaşık ifadeleri basite
indirgeyin.” Einstein’ın bu sözüyle birebir örtüşen Feynman Tekniği’ni sizlerle
inceleyelim. 20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden Nobel Ödüllü Feynman, yaşam
boyu öğrenme konusundaki ünüyle tanınmaktadır. Feynman Tekniği’nde
öğrendiklerinizi küçük yaşlardaki bir çocuğa anlatır gibi sade ve basit bir
dille anlatmak kilit noktadır!
Feynman Tekniği için,
1.
Öğrenmek
istediğimiz ya da çalışmamız gereken konuyu belirleyelim.
2.
Çalıştığımız
konuyu küçük yaşlardaki çocuklara anlatacakmış gibi basit ifadelerle açıklamaya
çalışalım. Feynman'a ve diğer birçok bilim insanına göre, bir konuyu, o konuyla
ilgisi olmayan birinin anlayabileceği şekilde
açıklamak o konuyu iyice anlamamızı sağlıyor. Küçük bir çocuğun anlayabileceği
kadar basit bir dil kullandığımızda kendimizi de konuyu daha derin bir şekilde
anlamaya ve konular arasındaki ilişkileri basitleştirmeye zorlamış olacağız.
3.
Konuyu
açıklarken ya da farklı sorular çözerken bilgi eksikliğimiz olduğunu fark
ettiğimizde bu boşlukları doldurmak için kaynaklarımıza, kitaplarımıza yeniden dönmeliyiz.
4.
Bilgi
eksikliğimizi giderdikten sonra konumuzu olabildiğince basite indirgeyebilmeli,
günlük hayattan benzerliklerle konumuzu açıklayabilmeliyiz. Çalıştığımız bölümü
yeniden küçük bir çocuğa anlatır gibi basit ifadelerle anlatıp anlatamadığımızı
deneyerek görmeliyiz.
Son olarak bir önceki yazımda
bahsettiğim “5 Tane Daha” Yöntemi’ni düzenli uygulamaya başladığınızda
hayatınızda olan değişikliklerin siz de farkına varacaksınız. Yazılanlarla
ilgili daha çok bilgi almak, öneri sunmak, öğrenme yolculuğuma eşlik etmek
isterseniz benimle websitemizde bulunan yazarlar bölümünden ve Twitter
adresimden iletişime geçebilirsiniz.
Aleyna
Erdoğan
KAYNAKÇA
Gelmez Burakgazi, S. (2020). Öğrenme Stratejileri
Dersi Notları. Hacettepe Üniversitesi.
Barış Özcan, Daha İyi Öğrenmek için SODTİ Tekniği,
YouTube Videosu.
Aylin Altıntopuz, Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen, Pomodoro
Etkili Zamanlama Tekniği Yazısı.
Barış Özcan, Daha Etkili Öğrenmek için Ne Yapmak Gerek?
Feynman Tekniği ve Ötesi, YouTube Videosu.
Feynman Tekniği,
Matematiksel.org, Web Sitesi.
Yorumlar
Yorum Gönder